Biz Adatepe’ye ilk kez geldiğimiz 1993 yılında bir görüşte köye tutku ile bağlandık ve burada yaşamayı seçtik. Bu kararımızda bu eşsiz coğrafyanın, köyün bozulmamış tarihi dokusunun ve her birinin birebirinden renkli öyküsü olan sıcak insanlarının da payı oldu.
İçinden geldiğimiz büyük şehirlerde alışık olduğumuz pek çok şeyden farklı olarak burada doğaya ve insanlara karşı olan sorumluluklarımızın farkına vardık. Bu sorumluluk anlayışıyla çevremize mütevazı katkılarda bulunacak yollar aradık. Adatepe Butik Otel ve Restaurantı oluştururken kendi evimizde misafirimizi nasıl ağırlıyorsak otelimize gelen konuklarımızı da aynı şekilde ağırlamaya başladık. Böylece misafirlerimizle aramızda duygusal bir bağ da oluştu. Köyün terk edilmiş ilkokul binasında gerçekleştirmeye çalıştığımız Adatepe Taşmektep Seminerleri (http://www.tasmektep.com) ve eski bir sabun fabrikasını restore ederek ortaya çıkardığımız Adatepe Zeytinyağı Müzesi (http://www.adatepe.com) projeleri bu anlayıştan hareketle oluştu.
Oksijen oranının yüksekliğiyle bilinen ve kendine özgü zengin bitki ve hayvan türlerini barındıran Kazdağlarının en batı ucunda ve deniz kıyısından sadece 3 km uzaklıkta konumlanan Adatepe Köyü dört bir tarafından zeytinliklerle ve çam ormanlarıyla çevrilidir. Adatepe Köyü doğal ve tarihi sit alanı olarak koruma altındadır. Köy meydanında, koca çınar ağacının gölgelediği bir bahçe içerisinde yer alan iki binadan oluşan Adatepe Butik Otel & Restaurant’ın birbirinden farklı özelliklere sahip 9 misafir odası var. Binaların tarihleri 100 ila 150 yıl arasında değişmektedir. Binaların tarihi dokusunu bozmadan, sadeliği ön planda tutan ve kullanışlılığa yönelik olarak düzenlenmiş odaların hepsinde duş – tuvalet ve merkezi ısıtma bulunmaktadır. Tüm odalarda ve ortak mekanlarda kablosuz internet bağlantısı vardır.